Çekmeköy escort kenar mahallerinden birinde, loş sokak lambalarının titrek ışığı altında yürüyen 24 yaşındaki Zeynep, hayatın ağırlığını sırtında taşıyordu. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesiyle beraber hayata tutunmaya çalışmıştı. Ama annesinin ağır hastalığı, evin yükünü tamamen onun omuzlarına yüklemişti.
Zeynep, gençliğinde kuaför olmak istemişti. Liseyi bile bitiremeden çalışmaya başlamış, temizlik işlerinde, kafelerde garsonlukta bulunmuştu. Ancak kazandığı para, ne kiraya ne de annesinin ilaçlarına yetiyordu. Her ay borçlar biraz daha büyüyor, umutları biraz daha küçülüyordu.
Bir akşam, çaresizlik içinde otururken eski bir tanıdığı ona “kolay para kazanmanın” bir yolunu söyledi. Zeynep, başta bu fikri tiksintiyle reddetti. Ama ertesi gün annesinin ilaçlarını alamayacağını öğrendiğinde, içinde gurur ile çaresizlik arasında bir savaş başladı. Sonunda, annesini yaşatabilmek için kendi hayatını feda etmeye karar verdi.
O günden sonra, Çekmeköy olgun escort arka sokaklarında, gecelerin soğuk sessizliğinde çalışmaya başladı. İlk günler eve döndüğünde seks saatlerce ağlıyor, kendinden nefret ediyordu. Ama sabah annesinin yüzünde gördüğü rahatlamış ifade, ona bu fedakarlığın sebebini hatırlatıyordu.
Zeynep’in hayatı böyle akıp giderken, bir gün mahallede açılan kadın dayanışma merkezinden haberi oldu. Önce gitmeye utanıyordu. “Beni yargılarlar” diye düşündü. Ama içindeki bir ses, belki de buradan bir çıkış yolu bulabileceğini söylüyordu. Cesaretini topladı ve kapıdan içeri girdi.
Orada kendisi gibi zor şartlarda yaşayan, farklı geçmişlere sahip kadınlarla tanıştı. Hepsi farklı yaralar taşımış, ama ayakta kalmayı başarmıştı. Zeynep, onların hikayelerinden güç aldı. Merkezde açılan aşçılık götten kursuna yazıldı. Gündüzleri kursa gidip akşamları hâlâ çalışmak zorunda olsa da, artık geleceğe dair küçük bir umudu vardı.
Aylar süren emek sonunda bir lokantada iş buldu. İlk maaşını eline aldığında gözleri doldu; bu para sadece geçim demek değil, özgürlük demekti. Yavaş yavaş gecelerin karanlığından çıkıyor, kendi hayatının sabahına yelken açıyordu.
Çekmeköy cimcif soğuk sokakları hâlâ oradaydı, ama Zeynep artık o sokakların esiri değildi. Onun hikayesi, ne kadar derin olursa olsun, hiçbir karanlığın umudu tamamen söndüremeyeceğinin kanıtıydı.
Bir yanıt yazın