
Pendik escort gecesi ağırdı o gün. Yağmur, kaldırımlara sessizce düşüyor, sokak lambalarının solgun ışığı su birikintilerinde titriyordu. Nisan, ince montunun yakasını kaldırdı. Elleri üşümüş, yüzü rüzgârla kızarmıştı. Adımlarını hızlandırdı ama kalbi yerinde sayıyordu.
Henüz yirmi yaşındaydı. Fakat gözlerinin derinliklerinde otuz yılın yorgunluğu gizliydi. Pendik escort kenar mahallelerinde büyümüştü. Babası yıllar önce evi terk etmiş, annesi gündelik işlerle onu büyütmeye çalışmıştı. Çocukluğu yoksullukla, hayalleri ise eksiklerle doluydu.
Lisedeyken çalışmaya başlamıştı. Önce kafede, sonra markette… Ama annesi hastalanınca hayat bir anda değişti. Kira, ilaç, borç… Hepsi birikti. Maaşı hiçbir zaman yetmedi. Bir sabah annesinin ilacını alamayınca çaresizlik kalbine kazındı.
O gece sahilde ateşli otururken yanına yaşlı bir kadın oturdu. “Kızım,” dedi, “hayat bazen seni istemediğin yollara iter. Ama unutma, yürüdüğün yol senin suçun değil.”
Nisan o sözleri unutamadı. Günler geçti. Sonunda karanlık bir yola girdi. Pendik vip escort arka sokakları artık onun geçim kaynağı olmuştu.
İlk gecesi kolay değildi. Utanç, korku, öfke… Hepsi bir aradaydı. İnsanların bakışlarını kondom görmemeye çalıştı. Her geçen gün biraz daha içine kapandı. Geceleri sokak lambalarının altında sessizce yürürken, gözyaşlarını kimsenin görmediği anlarda döküyordu.
Ama sabahları eve döndüğünde, annesinin sessiz nefes alışlarını duydukça içindeki boşluk biraz doluyordu. Yine de aynaya baktığında tanıyamadığı bir yüz vardı karşısında.
“Bu ben değilim…” derdi her defasında.
Bir yanıt yazın